Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

28 Ağustos 2010 Cumartesi

MASALIMSI BİR YAŞAM

Bir masal;rüyalarla ,gerçekler dost.
Ya da ; Rüyada farkına varıyorsun;
Gerçek değil ama görmeye devam ediyorsun;bitmemecesine.
Sanki arada; ince bircam duvar,
Dokunamıyorsun; ne kadar istesen de,
Cenneti seyreyler gibi;Buğulu cam ardında.
Olsun diyorsun:hiç olmazsa..................
Belki birgün, varınca; sonuna yolun
Dönüp bakınca geriye
Sanki cam arkasında;
İçinde sen olan,
Hiç yaşanmamış gibi yaşanmışları
Seyreylerken ,
Pır pır edecek kalbimiz.
Vedalaşırken; ardımıza koyduğumuz güzellikleri
Nokta koyacağız.
Başka bir cümleyi başlatmak için
İçinde cennet olan mekana,
Ürpererek varırken
Heyecanla!karşılanma duygusuyla
Hesaba çekecez kendimizi.
Bugün yaşadıklarımız;
O gün heybemizden çıkacak.
Kırılmamış kalpler,
Yenmemiş haklar,
Bir ömür çalışan vicdan;
Kanatlarında taşırken bizi,
Ruhumuz masal ülkesinde
Berraklığın makamına doğru.

5 Ağustos 2010 Perşembe

NASREDİN HOCANIN KESEMEDİĞİ

Bize küçükken anlatılan,yaşamımız boyunca da deyim olarak kulandığımız ama yaşmımıza çok da uyarlayamadığımız; Nasreddin Hoca'nın ''Kendi bindiği dalı kesme fıkrası'' günümüzde ders alınamamış bir şekilde ve hayatımızda da gerçek bir şekilde uygulanagitmekte,yaşam var oldukça da hazmedilememiş bir ders olarak yaşamımızda uygulanacak.

Mesela, çevre kirliliğinin küresel ısınmanın tükenmenin son yıllarda ayyuka çıktığı bir zamanda bütün kültürlü kültürsüz yetkli yetkisiz herkesin gözü önünde anız yakımı devam etmekte. Bu konuda vatandaş; aklı sıra uyanık.İnsanların, günümüz insanın gözüne baka baka yakıyor.Sadece kısa dönemli maliyet hesabı uğruna. Bu konuda yetkililer de çok duyarlı değil.Binlerce hektar gece savaş alanı gibi yakılıyor.Kimsenin kılı bile kıpırdamıyor.Bu alanları yakan ailelerin çocukları kelli felli yerlerde belirli kültürleri,maknları,meslekleri temsil ediyorlar.Medeni dünyadan nemalanıyorlar.Hatta burada yetişen bugday paraları çoğu zaman onlara bugday un ya da bulgur olarak ya daekonomilerine katkı olarak gidiyor.Onlar bilinçli dünyanın birer ferdi olarak bu konuda ailelerine gerekli baskıyı yapmıyorlar .Bu konu belki yasakla çözülecek bir konu değil.Uzun soluklu yapıcı,eğitici politikalar özendirici politikalar geliştirilmeli.

Ülkemiz cayır cayır orman yangınları ile boğuşuyor.Yangın dönemi başladı mı; o ormandan bu ormana,bu yangından o yangına bir telaş bir koşuşturmaca devam ediyor.Yangın ne zaman sönüyor denize ulaştığı zaman.Milyarlarca lira zarar. Binlerce yıllık eko sistemin tahribatı.Hayatımızın dengesinde önemli yer tutan yabani hayatın yok oluşu.Uzun dönemde sadece bu konu için özel projeler üretilmeli.Mevcut işletmeler söndürmeye yönelik değil daha çok önlemeye yönelik oraganize edilmeli.Geliştirmeye yönelik olmalı.Son yıllarda ağaç dikimindeki heyecan bu konuda ümit verici ama daha bilinçli olmalı ve bilincin topluma daha yaygın hale getirilmesi gerekiyor.

Nasreddin hocamız belki o an elinde tahra dalı keserken insanlara ayna olmuştu.Bizlere siz Bu'sunuz düşeceksiniz;Diyordu biz onu çevreyi kirletin yakın,dalını değil ağaçlarıda yok edin gibi anladık.Doğal dengeyi bozun anladık galiba .Hala da öyle anlıyoruz.Bir yerimiz malımız canımız yanıncaya kadar da öyle anlayacağız.

Orta Asya'da Türk evleri bahçeli evlerinden diktikleri ağaçlardan tanınırmış.Anadoluda kendimizi tanıyamıyorum