Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

17 Ocak 2009 Cumartesi

DİBEK

Anadolu kültürünün en sıcak en duygusal en eğlenceli,anısı en bol olan ortak değeridir dibek. Dibek muhabbet demek aş demek.Ritm demek . Muharrem ayı demek. Aşure demek.Dibek aynı kaptan aş yemek demek.Dibek gelin olmak demek. Dibek uğurlanmak demek.Ömrümüzün bu dünyada bittiği an demek.



Anadoluda özellikle yörük kültürünün yoğun olarak yaşandığı bölgelerde keşkek bir toplantı yemeğidir. Yeşilovacık bölgemizde de sevilen ve saygın bir yemektir. Yahni ile birlikte tereyağlı olarak yenir. Düğünlerin cenazelerimizin, tatlımız aşurenin ana maddesidir keşkek.



Keşkek döğmeden yapılır. Döğme sarı buğdayın su ile tavlanarak dibekte gençlerin solgu dediğimiz ağaçtan yapılma araçlarla dövülerek kabuğunun soyulması ile elde edlir.


Döğme dövmek bir kültürdür. Muhabbet kültürü. Bugday kalktıktan sonra hasat edildikten sonra sakin bir zamanda sahilde ya da yaylada özellikle yayla buğdayı hasadından sonra ikindi üzeri imece ile döğme döven erkekler ve onlara yardımcı genç kızlar ve kadınlarla birlikte dövülür. Törensi bir zamandır o. Folklordur. Her ev az ya da çok evlenecek kızı oğlu varsa düğün için, muharrem ayında aşure için, okunacak mevlüdü için allah gecinden versin ölüm için muhakkak evinde döğme bulundurur.Kefen gibi olazsa olmazıdır evin.


Dövme döğerken kalben imece vardır. Muhabbet vardır. Yakın ev batırık yapmıştır çay yapılır. Bir taraftan solgunun mermer dibekte ritmik sesisi. Kızlarımızın buğdayın dökülmemesi için öznle tahta aracılığı ile buğdayı dibeğin içine takrar takrar itmeleri. Bu arada solgunun vurmaması için gösterilen özen. şakalaşmalar. Sürüp giden sohbet.. Tabii solguyu herkes sallayamaz atletiklik, gençlik, güç ,kuvvet gerek.Beceri demek.Kendine güvenen gençler dibek dövebilir.. Mahçup olmak var işin içerisinde.Buğdayı dağıtmadan dövmek, dibeğin içinde buğday bırakmak gerek. Tahtayla bugdayı düzeltmeli kızlar, dışına dökülmemeli bugdaylar. Solgudan korkmadan büyük bir serin kanlılıkla yapmalı.. Etreddüt her an bir kazaya sebebiyet verebilir. solguyu şaşırtabilir.


Terini de silmeli birisi elinde havlu ile buğdayı döven arrkadaşın. Etrafa göz atıp beğenilip beğenilmediğini göz ucu ile kontrol etmeli. Kızlar da buğdayı düzenli bir şekilde dibeğin içinde tutarak yardımcı olmalı onlara. Bir taraftan muhabbet koyulaşmış batırık hazır çay demlenmekte... Komşunun birkaçının yaptığı batırığı bir dinlenme anında içiveriler üstüne demli çay, soğuk su .Çayı bir komşu suyu diğer bir komşu getirmiştir. demem odor ki ter tere karışmış...... Ufak tefek sıkıntılar da bu yardımlaşma ikliminde erir gider. Yakınlaşma artar kırgınlıklar yumuşar. Hele düğün varsa gelinin nasıl olacağı ,damat. Ya öteki genç kızların kime yakıştığı... Dibeği döven gencin ikna edemediği kız..Ayşe ablası da onu hallediverse ya.. Ölüm yemeği en son düşünülür. Muhakkak her evde ölü için biraz dövme vardır ama ölüm akla pek gelmez.


Gençler yarışır kızlar yarışır. Kimin buğdayını dövmesi daha iyi o konuşulur övülür taktir edilir.Geleceğe tuhum ondan alınıp ekilmeli. Kaliteli tohumculuk,çiftçinin mahareti yazılı olmayan kurallar şeklinde daha iyisi keşfedilir. Teşvik edilir.


Keşkek büyük kazanlarda yine imece ile yapılır. Yanında da yahnisi. Toplu yenir. Keşkek yerken küs dargın olmaz yanyana oturur. Ortak tabağa kaşık sallanır. Yufka da eksik değildir. Sonunda bereketi için birliktelik sağlık sıhhat allahın rızası bereketi için dua edlir aynı duaya birlikte amin denir.Yine yardımlaşma ile başka bir grup sofrayı kaldırır.. Keşkeğin her aşaması bir törendir..

Şimdi bu yemekler azaldı. Koyunu kesiyorlar kavurma salata hızlı bir şekilde yiyoruz dua yine var amin belki var belki yok. Şimdi bizim tarafın yemeğine gidiliyor. Bizim taraf öteki taraf diye bir şey var.. Şimdiki yemekler muhabbetsiz. Eskiden midede sindiriliyordu şimdi sandıkta.Eskiden şükür için yemek verilirdi, gönül almak için. Şimdi beklentiyi tavlamak, olgunlaştırmak için.Hele geçsin boğazından elbet borçlu olacak.


Anlıyacağınız muhebeti bitmiş bir keşkek, bereketini allah biliyor......

5 Ocak 2009 Pazartesi

Küçük Gölgeler


Bir işi bir, yeri yönetmenin bir çok karşılaştırmalı yolları vardır. Bunlardan ikisi de şimdi bahsedeceğim gibidir;

Bir tanesi; bulunduğu işyerinin sahip olduğu bütün değerleri, insan kaynakları, doğal kaynakları, çevresel imkanaları değerlendiren bakış açısı. Bu tip yöneticler ekip ruhu ile çalışır kendine güvendiği için başkalarına da güvenir, insanları seçmesini çalıştırmasını geliştirmesini bilir. İmkanlarını israf etmez. insanları köreltmez. Bakış açısı geniştir. Koltuk korkusu yoktur kaybetmekten korkmaz.Açıktır. Söz verme yeteneği vardır. Sözünün eridir sözünü yerine getirme erdemine sahiptir. Kendine güvendiği için dürüst ve yetenekli insanları tanır onlardan yararlanmasını bilir. Kendisine yakın olanı değil işe yakın olanı seçer. Yani yağcılığı sevmez. İnsanların kendisine tabi olması ,tapmasını değil, kendisine inanılan güvenilen ve saygın birisi olduğu için saygı duyulmayı bekler. Zaten böyle insanlar saygındır ve saygı duyulur. Gücünü doğruluk ve haktan alır.Dolayısıyla bulunduğu işyerini hep büyütür. Geliştirir kendisi de gelişir.

Bir tanesi de çevresini tanımaz, tanımak istemez,kendine güveni olmadığı için kimseye güvenmez. İnsanlardan faydalanmasını bilmez. Yanındaki insanları şikayet eder. Yönetime hakim değildir. Yönlendirilir. Hep korkusu vardır. Kenedisini yenilemeyi bilmediği için kendisinden iyi insanlara tahammül edemez. Bulunduğu mevkii kullanarak insanları taciz eder.Doğru insanlar ona hep bir ürküntü verir.Kendisini;Onları küçümsemeye çalışarak büyük göstermeye çalışır.Onların gölgesinde kalmaktan korkar.Başkalrına danışmaktan çekinir.Başkalarının fikrine değer vermez veremez.Çünkü genelde fikirsizidir.Sıkışınca sorunları çözme yolun gitmez .Kimseden yardım alma medeni cesareti de yoktur kaçar. Sürekli ayak üstü sözler veriri Fikri olmadığı için günübirlikçidir günü birlik çözmeye çalışır. Bilgiye değer vermez veremez. Hep başkasının gölgesine kalmak onu kabusudur. Geçiştirir.Ve nihayetinde işyerini kendi yönetebileceği şekilde küçültmeye çalışır.Çabası hep bu yöndedir.

Bizler beldesine, işyerine,ülkesine hatta dünyaya örnek olabilecek, saygın dirayetli yöneticilerler sayesinde ancak bir yerlere gelebiliriz. Yoksa , Bir yerde küçük şeylerin gölgesi büyümeye başlamışsa orada güneş batıyor demek..!

2 Ocak 2009 Cuma

Çaresizseniz; Çare Sizsiniz.

Yeşilovacık herkesin beğendiği,beğenebileceği güzel bir belde. Ben de çok beğeniyorum. Çünkü adı üstünde yeşil; Hem de yeşilin öneminin artmaya başladığı günümüzde. Bir oksijen deposu. Mavi, hem yer ,hem gök masmavi ve temiz. Denizin lacivert derinliklerinde güzel bir doğal akvaryum. Balık çeşitliliği açısından zengin. Aynı zamanda kum ve deniz sağlık deposu.Henüz keşfedilmemiş doğal terapi merkezi .
Dağları doğal botanik bahçesi, bizler ve yaban hayat için besin deposu. Mantar, gevil(kapari) acı yavşan,semiz otu ,böğürtlen,kekik,sumak, tehnel, dut, çıtlık, ebegümeci, harnup, ...... Yürüyüş için zengin oksijen kaynağı ve dinlendirici yeşillik ;bırakıver kendini pürlerin üzerine hiç stres kalmasın seninle beraber; kolestrol tansiyon şeker de tatile çıksın. Doğal terapinin merkezi.Ne gerek var yüksek paralar ödeyerek terapi merkezlerine gitmeye bırakıver doğanın kucağına kendini, Onunla anlaş, onu keşfet sağlık bu zaten. Unuttuğun bütün doğal sesleri ve kokuları yeniden tanı Uzun zamandır çalışmayan duyu organlarımız da bayram etsin.
Güneşin ışınlarından maksimum faydalanılabilecek;bu enerjinin maksimum kullanılabileceği enerji bölgesi.Elektrik ısıtma ve seracılık için.
Belki de çok az yerde rüzgarın her türlüsü var. Dağ deniz meltemi deniz ova meltemi, poyraz karayel keşişleme gündoğu, Lodos . Bir enerji kaynağı da rüzgarlar...
Toprak üç kere ürün verebilir.Her sebze ve meyvenin turfandası yetişebilir.Sahili biter ; organik tarımı daha dünya yeniden keşfederken; yaylasında doğal tarım ürünleri ile ,yayla havası yanaklar al al. Demli bir çay.Kekik çayı ya da ada çayı.. Hiç bir markette bu kadar doğalı bulunmaz.
İnsanları cana yakın biraz fazla politik...Çocuklar doğarken siyaset diye ağlar. Siyaset o kadar damarlarımıza işlemiş ki konuşmaktan üretmeye çok azımızın vakti var..Dışa dönük insanlar.. Gençlik yeni okuyarak ya da yeni iş imkanları ile çıkış noktası arıyor...Güncel hayat her açıdan yakından takip edilmesi, en pozitif tarfımız. Her türlü fikri rahat konuşabilen medeni insanlar..
Bütün bu zenginliklerin yanında hala harekete geçmemiş ya da geçmekte yavaş davranan bir toplum..Eğer kendi varlıklarını harekete geçirebilirse isteyen toplumdan veren yardım eden topluma dönüşecek.. Çaresizlik duygusunu bir an önce aşmalı ki, kullanılmasın.. Malesef toplumumuzda insanların zor durumdaki halleri kullanılarak sanki onları,muhtaç insan durumuna düşürüyorlar bundan medet bekleyen insanlar da var...
Gençler bir an önce kendisine ,çevresine ve beldesine sahip çıkmalı. Dünya çapında bir belde iddiasında olacak bir memleket sanki ölü toprağı sinmiş gibi..Gençliği çırpınması lazım.
İnsan belki dünyayı kurtaramaz ama kendi beldesini hem de birçok imkanları barındıran bir beldeyi geliştirerek bütün dünyaya örnek olabilir.Bunu yapabilecek insan kaynağımız var. Yanlış insanlardan medet bekleyerek bir yere varılamaz....Yoksa ruhsal çölleşme kaçınılmaz olur.
Çaresizseniz ;Çare sizsiniz.