Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

21 Nisan 2012 Cumartesi

BOZKIR'IN ZİFTİ,YEŞİLOVACIĞIN DEĞİŞMEYEN ELBİSESİ



Gectiğimiz günlerde,Kayseri'de bir alışveriş merkezinde,arabanın üzerindeki ziftleri temizlettim.Bu arada, bir kafede, zamanı cay içerek keyfe dönüştürmek istedim.Çayı yudumladım ki;Ömer Bilici aradı,hal hatır derken,Adana'ya da belkeriz dedi.O anda ben zifti düşünüuordum.Nasıl kaleme alsam diye.,I pad'de not alırken,bir yandan da cayımı yudumluyordum.  İnternete de aglanmıştım.  Beklemeyi keyfe dönüştürmüştüm.
Yeni işime başladığım sırada ,iş için yeni aldığım arabamla , tanıtım ve pazarlama amacı ile,il il,ilçe ilçe dolaşırken,Alanya'dan dönüyordum Akseki üzerinden Konya'ya .Ömer aramıştı. Bozkır'a ,Göksunun başladıgı yerde Konya ovasına su akıtma amacıyla yapılan bir baraj inşaatına.Beni de çağırdı.Gelirim dedim.Sözleştik.Ertesi gün ben de baraja gittim.
Yol, baraja çok yakın alana kadar ,yeni yapılmıştı,ve aşırı ziftli idi.Git git  bitmiyordu.Bozkır'ın      yakınında  ama uçsuz bucaksız bir yer.Göksu yatağından yeni çıkmış çok yakın ,ve çok yakınından baraj yapılıyor.Baraja geldiğimde arac zift olmuştu.Yavaş gelmeme ve dikkat göstermeme ragmen.
İnşaatı,sahibi Aydıncıklı Merkezi Ankara'da olan Akeli İnşaat.Tesadüf ,sahibi de orada..Ömer: Benim arkadaşım demir firması var diye tanıştırdı.Senin ne işin var burada dedi:Ömer, abi ben de arkadaşım da işimiz için,zaman ve mekan seçmeyiz.İş seyahatinde tesadüf bölgeden geçiyormuş davet ettim geldi.Bizim dostlugumuzun da bu arada her mekanda ve zamanda nasıl oldugunu görün dedi.
O zaman biz sizden fiyat alalım dedi.Oktaya söyleyeyim seni arasın dedi ve telefonumu aldı.Ertesi gün gercekten Oktay aradı.Siz Zeynel abi ile Silifke'de beraber çalıştınız mı? Evet dedim.Ben sizin yanınızda çalışan,Oktayım dedi.Çok şaşırmş ve memnun olmuştum.Oktay 1992 yılında yanımızda çalışmış,çok sebatkar,sabırlı bir arkadaşımızdı.Zaman onun sabrına cevap olarak,büyük bir müteahhitlik firmasının satın alma müdürü yapmıştı.İş hayatına ,hayat yoluna taşlı topraklı bir yoldan gelmişti.Bizle çalışırken çok da maaş veremiyorduk Yeni başlamıştık.Zeynel abinin akrabası idi.Oktay'ın gonlü toktu.Borsayı da öğreniyordu.Sonra öğrendiğim kadarı ile kazanmış da.

Ömer Yeşilovacık'tan Adana'ya sanat okulna gitmiş,okulu bitirmiş.Atatürk barajında büyük bir müteaahitlik firmasında,makina parkında hidrolik üzerine işe başlamış.Daha sonra Komatsu teknik servisi ile Sabancı holdingte çalışmış.Teknik servisi Sabancı özelleştirince;üç arkadaş Adana ve bölgesinin Komatsu resmi teknik servisin sahipleri olmuşlar.Bu  uygulamanın Türkiyedeki en başarılı örneklerinden birisi.Aynı zamanda Ömer ve arkadaşları,çalışan üç arkadaşın, emeklilikle patronlaşmasının da en güzel örneklerinden birisi.Ben onlara bütün çalışanların medar-ı iftarısınız diyorum her zaman.Buraya kadar,Yeşilovacık köyünden,Adana'ya Atatürk barajına,barajdan başarılı bir patronluğa,hayatın patikalarından,taşlı,yolarından,eli,elbisesi ,yağlı,mazot kokan lokmasını yiyerek,hayatın ziftli yollarında, zifte ,toza belenerek ,kendini yeniden var edererek; Bozkır'ın kuş uçmaz kervan geçmez dagında bir tirilyonluk araçların tanıtımını,pazarlığını yapmaya gelmiş..Türkiyenin sayılı müteahhitleri ile aynı masada pazarlığa oturmuş,ticaret yapmış,Üç emekçi patrondan biri.
Tıpkı arkamızda akan dere buyuklüğünde Göksu'nun, dağ taş,şelale,topragı yararak,gittiği yollardan beslenerek ve büyüyerek.Ve çevresine hayat vererek,barajlarla insanı aydınlatıp,yerleşim yerleri ile uygarlıklara adres olup,Silifke ovasında verimli toprakları sulayıp,toprağa verimli aliviyonlar taşıyarak,Göksu deltasında kıtalararası yolculuk yapan. binbir çeşit göçmen kuşa ev sahipliği yaparak, dostu engin denizlerere kavuşuncaya kadar nice meşakkatlerden geçmişGöksu nehi gibi.Renkten renge  girerek.Akmış.Kendisini paylaşarak çoğalmış.Yine şimdi insanoğlu ile işbirliği yaparak Konya'nın uçsuz bucaksız topraklarına can vermek üzere,yeniden paylaşıyor kendini.1987 Ozal tarafından hazırlanmış,Orta anadolu projesini üniversitede iken TOBB 'un kütüphanesinde incelemiştim.Bu kavuşma anına 25 yıl sonra şahitlik etmeye gelmiş gibi oldum buraya.
Yeşilovacık'tan,köyden,Silifke'ye,Ankara'ya üniverste için,İş için Arnavutluk'tan Çin'e,Anadolunun bir çok şehrine,hayatın toprak yollarından,dağlarından ,rüzgarından,fırtınasından,ziftine bulanarak,kendi yolumuzu arayarak,tıpkı göksu gibi durmadan,sonsuzluğu adres seçip denizine kavuşmak istercesine yürüdük.Yürüyorum.Yuruyorum.Yeniden yeniden,yolumu keşfederek.
Arabanın ziftini temizlerken sanki yaşamımı demli bir çayın eşliğinde demledim,arıttım.Yeniden başlamak üzere yeni yola,...........
Dedim; bir de Yeşilovacık , çıkabilseydi yola,kendisine bahşedilmiş cennet elbiselerini giyerek.Gelişmiş dünyayayla kaynaşabilseydi,Yaşam yolunda bir çok ilçe hatta ili kıskandırabilecek,beldemizi nerelere getirebilirdik?
Acaba Ömerle elbirliği yapabilseydik memleketimizde?.Zaman değirmeninde neler öğütülmüş,hangi fırsatlar,hangi kişisel hırslara kurban olmuş,hangi hasetlik  dikeni can bulmuş,hangi nifak tohumu ağulu aş olmuş sofralarımıza.Belki her yerde becerdiğimiz yoldaşlığa ovacıkta başlayabilseydik  dostluklara neler neler katabilirdik belki.Genç beyinlere hangi örnek yaşamları aşılardık.Hangi parlak duygular,düşünceler inşaa edebilirdik.Şu an insanımızın hayali,türkiyenin hangi öncü ilçesinin vatandaşı olmak oludu.Eğer bugün Yeşilovacık,gelişme yolunda ,ziftten kurtulamamışsa hala zifte bile muhtaçsa,ayaklarına taş batıyorsa, Kaptan'nın da dediği gibi bunda Ömerle,Tevfik'in, Yeşilovacıkta birleşememiş dostluğunun büyük sorumluluğu var.

8 Nisan 2012 Pazar

YENİDEN YENİDEN



Yeniden yeniden başlayabilmek.
Yeniden yeniden ,doğabilmek.
Ardına bakmadan,
Ardında,yaşanmışlıklar bırakarak,
Yeniden cümleler kurmak;
Manaları, insanlık olan.
Yeniden,duyguları;yaşama açmak,
Mutluluk çeşmesinden,
Kana kana içsin diye.
Yeniden; düşünceleri yola koymak,
Yeni pencereler açsın ,yaşamda..
Ruhum, yeniden kanat çırpısın,
Arı misali,kalb kalb dolaşsın;
Yeni duygu polenleri taşısın,
Yaşam kovanımda;
Şifa olsun,tat olsun damaklarda,
Güç olsun; adımları ,uzun soluklu olan.
Paylaşarak  çoğalalım,
Adaletin terazisinden düşmeden.
Yeniden,yol olsun,yolumuz,
Bir nebze dostlara....
Ellerinden tutalım,
Kalblerinde,toplanalım, insanlığın
Öyle bir yoğunlaşalım ki....
Varlığımız,güneş olsun,
Işıkları; taa.... ötelere ulaşsın,
Başka zamanlarda,
Başka mekanlarda, aydınlık olsun.
Kalbleri miras bırakalım,
Başka anları, aydınlatsın diye.
Yasam; yeniden yeniden  başlasın,
Kalbimi yaşatsın ,
Sevgimi yeniden evirsin,
Sevgim,yeniden bürünsün,
Derin duyguların kıvamına.
Yaşamın çekirdenğinden;
Çınarın,muhteşem varlığına ulaşsın,
Gölgesinde ; bir demli çay içerken;
İnsanlık,yeniden başlasın
Uygarlık cümlesine,
İki yüzlülükten kurtulmuş manaları, ifade eden
Merkezinde insan olsun,insanlık olsun
Önce başkası için yaşadığımız.

DOST OLMALI




13 Nisan 2010 Salı



Bir dost olmalı insan,

Ona karşı yürüyebilen.

Arkası dönükken bile

Duygularını verebilen.

O duygularının hapsinde

Kendi çıkmazlarında iken bile,

Bir dost olmalı


Hangi renk ,tanıdık

Hatta,hiç hemşehrileşmemiş

Hiç bir kan bağı olmasa bile;

Duygularını, hayallerini, düşüncelerini,

Bağışlayabilen.

Tıpkı ufuklardaki yelkenliyi, seyir misali,

Saatlerin ayrılabildiği gibi.........

Hangi yıl,kim tarafından,

Ya da, hangi rüzgarın ;

Ektiği tohumdan,yetişmiş çam fidanını;sular gibi.

Susuzluğunda suyunu, ikram edebilen

Darılsalar da darılmayan.

İyi kötü, her an da,

Yanında olabilen.

Bir dost olmalı; aklı, gönlü;

Sel olabilen, çoşan ,

İçine sığdıramadığı,her şeyi,

Kendinde ne varsa, verebilen.

Hiç bir şey, ama, hiç bir şeyi olmasa bile,

Verebilen;Ama hiç beklemeden .

Bencilliğinden sıyrılmış,

Paylaşılmasa da; paylaşbilen,

Sana dost olanı bekleyen, arayan değil!.............

Cömertliğin zirvelerinde,

Kendini verebileceğin sen;

Yani ben; ya da olmak istediğim;

İçine girmek istediğim beden,

Giymek istediğim elbise,

Kalbimdeki niyet,

Dilimdeki dua,

Bırakmak istemediğim halim,

Yamaçlardan,vadilerden

Çoğalarak bıkmadan

Sevgilisi Akdeniz'e koşan,

Her türlü engellemeye rağmen;

Akan bir Göksu gibi.

Sen! dost oldun dost,

Onun ve onların,

O zaman!yaşam; dolu dolu,

Zenginlik,

Arınmış bir hayat,

Berraklaşmış,kalbi,

Kendini bulmuş,kendine inan,

Şah damarından daha yakın; gerçeğin, gücüyle,

Cennetin, yolunda yürüyen,

Yüreği kabarmış uçarcasına.